EDATLARA GÖRE ALMANCA SIFATLARIN HÂL (KASUS) KULLANIMI
📂 1. "of" ile kullanılanlar → Genitiv
İngilizce'deki "of" sahiplik, içsel durum ya da bir niteliği tanımlar → Almanca’da genellikle Genitiv gerektirir.
ALMANCA SIFAT / İNGILIZCE KASUS ÖRNEK + TR ÇEVIRI
YAPI ANLAMI
WÜRDIG SEIN worthy of Genitiv Er ist der Auszeichnung würdig. (O, ödüle
layıktır.)
MÄCHTIG SEIN master of Genitiv Er ist der deutschen Sprache mächtig.
(Almanca'ya hâkimdir.)
ÜBERDRÜSSIG SEIN tired of Genitiv Ich bin der Diskussionen überdrüssig.
(Tartışmalardan bıktım.)
BEWUSST SEIN aware of Genitiv Er war sich seines Fehlers bewusst. (Hatasının
(SICH) farkındaydı.)
GEWISS SEIN (SICH) certain of Genitiv Ich bin mir meines Sieges gewiss. (Zaferimden
eminim.)
SICHER SEIN (SICH) sure of Genitiv Ich bin mir meiner Entscheidung sicher.
(Kararımdan eminim.)
VERDÄCHTIG SEIN suspected of Genitiv Er ist der Korruption verdächtig.
(Yolsuzluktan şüpheli.)
FÄHIG SEIN capable of Genitiv Sie ist komplexer Aufgaben fähig. (Karmaşık
görevleri yapabilir.)
🔑 İpucu: İngilizce'de “of” gördüğün sıfatlar → çoğu zaman Almanca'da Genitiv alır!
📂 2. "to" ile kullanılanlar → Dativ
Yönelim, karşılaştırma ya da bağlılık anlamı varsa → İngilizce'de "to" → Almanca'da Dativ
ALMANCA SIFAT / YAPI İNGILIZCE KASUS ÖRNEK + TR ÇEVIRI
ANLAMI
ÜBERLEGEN SEIN superior to Dativ Er ist mir überlegen. (Benden üstün.)
(JDM.)
ÄHNLICH SEIN (JDM.) similar to Dativ Das Modell ist dem alten ähnlich. (Model
eskisine benziyor.)
VERBUNDEN SEIN connected/loyal to Dativ Er ist dem Unternehmen verbunden.
(JDM./MIT) (Şirkete bağlı.)
VERPFLICHTET SEIN obligated to Dativ Er ist seinen Kunden verpflichtet.
(JDM.) (Müşterilerine karşı yükümlü.)
DANKBAR SEIN (JDM.) thankful to Dativ Ich bin dir sehr dankbar. (Sana çok
minnettarım.)
LÄSTIG SEIN (JDM.) annoying to Dativ Seine Fragen sind mir lästig. (Soruları
bana rahatsızlık veriyor.)
ZUWIDER SEIN (JDM.) repugnant to Dativ Diese Idee ist mir zuwider. (Bu fikir bana
iğrenç geliyor.)
RECHT SEIN (JDM.) acceptable to Dativ Es ist mir recht. (Benim için uygundur.)
ANGEBOREN SEIN innate to Dativ Talent ist ihm angeboren. (Yetenek ona
(JDM.) doğuştan gelmiş.)
🔑 İpucu: "Kime?" sorusu varsa → yönelim → %90 Dativ alır.
📂 3. "for" / "to do sth." → Akkusativ / Dativ
Bu sıfatlar bir hedef, amaç, çaba ya da yükümlülük içerir → Akkusativ ya da Dativ ile gelir.
ALMANCA SIFAT / İNGILIZCE KASUS ÖRNEK + TR ÇEVIRI
YAPI ANLAMI
DANKBAR SEIN FÜR thankful for Akkusativ Ich bin für deine Hilfe dankbar.
(Yardımın için minnettarım.)
VERPFLICHTET SEIN obligated for Dativ Er ist zur Verschwiegenheit
ZU verpflichtet. (Gizliliğe bağlıdır.)
DIE MÜHE WERT worth the effort Akkusativ / Die Aufgabe ist den Aufwand wert.
SEIN Genitiv (Görev çabaya değer.)
SICH interested in Akkusativ Ich interessiere mich für Kunst. (Sanata
INTERESSIEREN FÜR ilgi duyuyorum.)
🔑 İpucu: “für” → Akkusativ // “zu” → Dativ
📂 4. "used to / accustomed to" → Akkusativ
ALMANCA SIFAT / İNGILIZCE KASUS ÖRNEK + TR ÇEVIRI
YAPI ANLAMI
GEWOHNT SEIN used to Akkusativ Ich bin die Arbeit gewohnt. (Bu işe
alışığım.)
📂 5. Nominativ ile kullanılan tanımlayıcı sıfatlar (isim/özneyle gelir)
ALMANCA SIFAT İNGILIZCE KASUS ÖRNEK + TR ÇEVIRI
ABSTOßEND repulsive Nominativ Sein Verhalten war abstoßend. (Davranışı
iticiydi.)
SCHARFSINNIG astute Nominativ Sie ist eine scharfsinnige Analytikerin. (Keskin
zekâlı bir analisttir.)
BESELIGT / blissful Nominativ Sie war nach dem Erfolg glückselig. (Başarıdan
GLÜCKSELIG sonra mutluydu.)